(İÖ 384-İÖ 322)
Aristoteles'in babası Nikomakhos Büyük iskender'in büyükbabası Makedonya kralı III. Amyntas'ın saray hekimiydi. Genç Aristoteles böylece tıbbın öncüsü Hipokrates'e değin geri giden ve tıbbın kurucusu Sağlık Tanrısı Asklepios'tan kaynaklanan uzun bir doğabilim geleneği içnde yetişti. Düşünsel gelişimi içinde doğal olayların gözlemlenmesine verdiği önem ve Atina'da kendi kurduğu okulda(Lykeion) hekimlik eğitiminin yar alması onun gençliğinde ağır bir eğitimden geçtiğini gösterir Babası ölünce Aristoteles İÖ 367'de henüz 17 yaşındayken Platon'un Atina'daki Akademia'sına gönderildi. Orada 20 yıl Platon ile birlikte felsefe dialoglarında bulundu. İÖ 347/348 'de Platon'un ölmesi üzerine Akademia'nın başına yeğeni Speusippos geçti. Aristoteles'de bazı araştırmacılara göre bu göreve atanmadığı için bazılarına görede o sıralarda Makedonya'ya karşı bir siyasal havanın egemen olmasından dolayı Atina'dan ayrıldı.
Düşünsel gelişiminin ikinci döneminde Aristoteles arkadaşı Khalkedonlu Ksenokrates ve sonraki belli başlı izleyicilerden Erosos'lu Theophrastos ile birlikte o sıralarda yeni kurulmakta olan Assos kentinde(bugün Batı Anadolu'da Behramkale) yeni bir akademi oluşturdu. Burada hükümdar Hermeias'ın öğretmeni ve onun yeğeni ve evlatlığı Pythias ile evlendi. Pythias bir kız çocuk doğurduktan sonra ölünce Aristoteles Herpyllis ile evlendi. Aristoteles Assos'da mutlu geçirdiği anlaşılan üç yıldan sonra yakındaki Lesbos(Midilli) Adasının başkenti Mytilene'ye yerleşti. Ve orada adanın yerlisi olan öğrencisi Theophrastos ile birlikte Akedemia'ya benzer bir felsefe çevresi kurdu. Doğabilim araştırmalarına daldı. Düşünsel gelişmesi içinde astronomi ve buna bağlı kuramsal çalışmalardan ayrılarak yeryüzüne özelliklede biyolojiye ilgi duyması bu döneme rastlar.
İÖ 343-342'de Makedonyalı II. Philiphos Aristoteles' i Pella'daki başkentine 13 yaşındaki oğlu İskender'e öğretmenlik etmeye çağırdı. Üç yıl kadar süren bu eğtimde Aristoteles İskender'e ağırlıkla Homeros'u tiyatroya dayalı sanatı ve ayrıca politikayı konu alan bir öğrenim programı uyguladı. Siyasete olan ilgiside bu dönemde yoğunlaştı. Ama İskender'in siyasal görüşlerinin Aristoteles'inkilerden çok fazla etkilendiği söylenemez. Ayrıca İskender'in kurduğu büyük imparatorluk düşünsel olarak aristoteles'in kent devleti(polis) anlayışını temel alan siyaset görüşüne uygun değildir.
İÖ 339'da doğum yeri olan Stagiros'a dönen Aristoteles İÖ 335'te yeniden Atina'ya gitti. Bu sırada Speusippos ölmüşAkademia başsız kalmıştı. Ama Akademia'lılar Aristoteles yerine Ksenokrates'i başkan seçince o da kent dışında Apollon Lykeion'a adanan kutsal koruluk içinde bazı binalar kiralayarak kendi okulunu kurdu.
İÖ 323'te Büyük iskender ölünce Atina'da makedonya'ya karşı eğilimler yeniden ortaya çıktı. Ve Aristoteles 20 yıl önce yazdığı bir şiir nedeniyle en büyük suç sayılan dinsizlikten yargılandı. Suçlu bulunacağı kesinlik kazanınca izleyicileriyle birlikte Atina'nın kuzeyindeki Eurips boğazında Khalkis'e gitti. Aristoteles bir yıl sonra bir mide rahatsızlığndan öldü.
Aristoteles öteki bilimler için bir alet olarak gördüğü mantık biliminin kurucusu kabul edilir. Aristoteles mantığı insanı ayırt eden en önemli yanının dil olduğu us(logos) sahibi olmasının söz edebilen bir varlık olmasına dayandığı görüşünden yola çıkar. Böylece mantık Aristoteles'in kendi kullandığı terimle çözümlemedir. Aristotelis'in mantık bilimi ile birlikte felsefe tarihine en özgün katkısını oluşturan metafizik aslında kendi kullandığı bir ad değildir. Bu bigi dalı Aristoteles'e göre varlığı varlık olarak ele alan ve onun ne liğini araştıran felsefe dalıdır. Aristoteles bu bilgi dalının tek özgür bilim olduğunu çünkü kendinden başka bir amacı bulunmadığını söyler bunu insanın doğal olarak merak güdüsünün ürünü olduğunu vurgular. Bilimleri türleri açısından sınıflandıran Aristoteles temelde üç kuramsal bilimden söz eder. Metafizik Matematik ve fizik. Bunların dışında pratik bilimler belli bir amaç için işlenen bilimler vardır. Bunlarda tutum ve eylemleri konu edinen etik ve politika ile üretime yönelik yapılmış ve yazılmış sanatların bilimleridir. Varlığın sürekli ve bitmeyen bir evren içinde ne'liğini ve çeşitliliğni ele alan Aristoteles bütün varlıkların ve değişimlerinin mantıksal olarak geriye ***ürülmesi biçiminde geliştirdiği "neden" görüşüyle bunların en son nedeni olarak bir hareket etmeyen hareket ettirici ve "ilk neden" düşüncesine ulaşır. Bu kavram ve ona ulaşan usavurma zinciri sonraları hem hıristiyan hem müslüman düşünürlerce tanrının varlığının kanıtı olarak kullanılmıştır.
ARİSTOTELES (II)
Bilginlerin öğretmeni Bilimlerin haritasını çıkaran bilgin Mantığı formüle eden filozof...
Filozof kavramını tam anlamıyla dolduran döneminin tüm bilgi alanlarını özümsemiş bir kişilik Aristoteles .
M.Ö . 384 de Trakya-Stagerios’ta doğan Aristoteles ’in büyükbabası Makedonya Kralı I.Amyntas’ın saray hekimiydi.
Babasından akıl almaz bir servet kalan Aristoteles ’in gençlik yıllarının oldukça uçarı geçtiğini belirtiyor kaynaklar.
M.Ö. 367 de Atina’ya gitti. Ve yaşamı değişti .20 Yıl boyunca Platon ’un öğrencisi oldu. Çalışmadan düşünmesine olanak sağlayacak yeterinden fazla parası vardı. Yapıtına bakılınca bunun hakkını verdiğini söylemeliyiz.
Sokrates’in ölümü Aristoteles için iyi olmadı. Sonuçta bir Makedonyalı idi ve o sırada Atina’da Makedonyalılar pek sevilmiyordu.
Atina ‘dan Assos’(Çanakkale-Behramkale)a gitti. Platon’un eski öğrencisi Hermias çağırmıştı onu.
Bir süre Midilli de kaldı. M.Ö.343 ‘de Makedonya Kralı II.Filipos Aristoteles ’i geleceğin Büyük İskender ’ine eğitmen olarak seçti.
Atina’ya tekrar dönerek Likeion’u kurdu. Burada 12 yıl ders verdi. Büyük İskender’in 323 de ölmesinden sonra dinsizlik suçlamasıyla karşılaştı. Atina’dan kaçmak zorunda kaldı. 322 de Khalkis’te öldü
Aristoteles'in temel eserleri mantık ve bilgi kuramı üzerine altı incelemeden oluşan Organon doğa felsefesini açıkladığı Gökler Üzerine Fizik ve Varlığa Geliş ve Yokoluş Üzerinedir. Psikoloji konusundaki iki temel eseri Hayvana Dairle Parva Naturalia olan Aristoteles'in varlık konusundaki ünlü eseri Metafiziktir. Siyaset felsefesi alanında Politikayı estetik alanında Poetika ve Retoriki yazmış olan filozofun ahlak alanındaki temel kitabı Nikomakhos'a Ahlaktır.
Temel İlkeleri: Aristoteles'in bir filozof olarak en önemli özelligi onun sağduyuya olabildiğince yakın bir düşünür olmasıdır. Hem Platon'un İdealarına ve hem de Demokritos'un maddi atom görüşüne karşi çikan Aristoteles hem ahlaki değerleri teminat altına alacak bir teori ve hem de bilimsel doğruları ortaya koyacak bir kuram bilime ve ahlaka hakkını verebilmek için atomlar veya İdealar benzeri gözle görülemez varlıkların varoluşunu öne sürmeyecek bir teori arayışı içinde olmuştur. Onun bulduğu çözüm töz ögretisidir. Buna göre tözler tüm özellikler için dayanak olan nihai gerçeklik ve öznelerdir. Söz konusu nihai gerçeklikler somut şeylerdir ve somut şeyler için de Aristoteles'in gözde örnekleri biyolojik bireylerdir. Tözler nihai gerçekliklerdir zira tözler varolmadığı takdirde başka hiçbir şey tözün özellikleri olarak tümeller de varolmayacaktır.
Bu varlık ögretisiyle Aristoteles Platon'un İdealarının onun yanlışlıkla bireyler olarak gördüğü tümeller olduğunu öne sürer. Tümeller gerçekten de vardırlar fakat onlar varoluşları için tikel nesnelere bireysel şeylere bağlıdırlar. Gerçekten varolanlar tümeller değil de ağaçlar ve kediler benzeri dış dünyada karşılaştığımız nesnelerdir.
Mantık
Aristoteles mantık alanında mantık çalismalarina ondokuzuncu yüzyıla kadar temel olmuş bir mantık sistemi kurmuştur. Mantığı her türden bilgi edinme süreci için bir araç olarak gören Aristoteles'in mantığının en önemli yönü 'belli şeyler kabul edildiğinde başka şeylerin onlardan zorunlulukla çiktigi' bir konuşma olarak tanımlanan tasımdır. Aristoteles bir önermedeki öznenin yüklemine on farklı şekilde bağlandığını gösteren on kategoriden söz eder. Onun mantığı yalnızca insan zihnindeki düşünce faaliyetlerini betimlemekle ve dile ilişkin gramatikal bir analiz sağlamakla yetinmeyip aktüel şeyler arasındaki ilişkilerle ilgili bir kuramı ifade eder.
Bilgi
Aristoteles'e göre bilgi tümel olanın formun bilgisidir bu nedenle yargıda dile getirilebilir olan bir bilgi formlar arasındaki özsel bağlantılara ilişkin bir kavrayıştan meydana gelir. Aristoteles'in gözünde bir şey hakkında doğru bir bilgiye sahip olmak o şeyi türler ve cinsler hiyerarşisi içinde bir yere bir tür ve cins içine yerleştirebilmek ve dolayısıyla neyin onun için özsel olduğunu bilebilmektir; bu ise özsel tanım yoluyla olur. Aristoteles'e göre bir şeyin özünü vermek o şeyin nedenine ilişkin bir açıklama ortaya koymaktır. Bundan dolayı Aristoteles bir şeyin nedenini ortaya koyabildiğimiz zaman ilk elden gerçek bilgimiz olduğunu söyler. Bir şeyin nedenini vermek ise o şeyin özünün ilk ilkelerden başlayarak tanıtlanmasını içerir; bilimin işlevi budur.
Metafizik
Onda metafizik var olanı var olmak bakımından ele alan var olan bir şey olmanın ne anlama geldiğini araştıran bilimdir. Onun metafiziği çok büyük ölçüde mantık konusundaki görüşlerine ve biyoloji alanındaki çalismalarina dayanır. Buna göre mantıksal bakış açısından 'var olmak' onun gözünde hakkında konuşulabilecek ve tam olarak tanımlanabilecek bir şey olmaktır. Buna karşin biyoloji alanındaki çalismalari açısından 'var olmak' dinamik bir süreç bir değişme süreci içinde olmak anlamına gelir. Şu halde 'var olmak' Aristoteles için bir şey olmak anlamına gelir. Bundan dolayı ona göre gerçekten var olan Platon'da olduğu gibi tümeller değil de bireylerdir 'şu' diye gösterdiğimiz belirli bir doğaya sahip olan varlıklardır. Onlar Aristoteles'in mantıkla ilgili eserlerinde sözünü ettiği nicelik nitelik ilişki yer gibi kategorilerin temel nitelik ya da yüklemlerin kendilerine yüklenebildiği öznelerdir.
İşte Aristoteles kendisine tüm kategorilerin yüklendiği bu özneye 'töz' adını verir. Onda var olmak belirli türden bir töz olmaktır. Töz aynı zamanda dinamik bir sürecin ürünü olarak ortaya çikan bireysel varlık olarak da tanımlanır. Bu bakımdan ele alındığında metafizik varlığıyani var olan tözleri ve tözlerin nedenlerini yani tözleri varlığa getiren süreçleri konu alıp araştıran tüm varlıkların temelindeki temel bilimdir.
Aristoteles'te töz bir madde ve bir formdan meydana gelir. O her ne kadar maddeyle formu birbirinden ayırsa bile doğada bizim hiçbir zaman maddeden yoksun bir formla da formdan yoksun bir maddeyle de karşilaşmadığımızı belirtmeye özen gösterir. Varolan herşey somut bir birey olarak varolur ve herşey maddeyle formun bir birliği olarak ortaya çikar. Şu halde töz form ve maddeden meydana gelen bileşik bir varlıktır. Bundan dolayı Aristoteles'te ayrı formlardan duyusal dünyanın dışında olan bir İdealar dünyasından söz etmek olanaklı değildir. Form ayrı bir yerde değil de bu duyusal dünyada ve tözün bileşenlerinden biri olarak varolur.
Madde ve form ayrımı Aristoteles'e göre doğada varolan herşeye uygulanmak durumunda olan bir ayrımdır. Aristoteles'te bileşik tözleri meydana getiren madde ve formdan yalnızca form şeylerdeki bilinebilir ögeye karşilık gelir. Maddenin şeylerin insan zihni tarafından ayırd edilemeyen yapıdan ve belirlemeden yoksun bilinemez bileşeni olduğu yerde form insan zihni tarafından bilinebilen yani tasvir edilebilen tanımlanabilen sınıflanabilen ve başkalarına aktarılabilen yöndür. İnsan zihni Aristoteles'e göre duyualgısında şeylerin duyusal formunu buna karşin kavramsal bilgide de akılla anlaşilabilir olan formunu alır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder