6 Nisan 2011 Çarşamba

VII. TÜRKİYE’ DE SOSYAL PAZARLAMA UYGULAMALARI

İlk Yardım İçin İlk Adım Kampanyası[1]

Halk Yaşam Sigorta A.Ş. İLE ACİL TIP KONUSUNDA BİLİMSEL ÇALIŞMALARDA BULUNAN Acil Tıp Derneği bu kampanyayı birlikte başlatmışlardır. Amaç, ülkemizdeki ilk yardım konusundaki bilinçsizliğin önüne geçilmesidir. Acil Tıp Derneği’nin bilimsel katkıları ile  kamuoyunun ilgisi çekilmiş, basın ilanlarında çıkan İlk Yardım Gönüllüsü kuponunu doldurarak kendilerine ulaştıran binlerce kişi eğitici broşürler ve seminerler yoluyla bilgilendirilmiştir.
Kampanya boyunca, ilk yardım konusuna değinen, Acil Tıp Derneği doktorlarınca hazırlanan ve kazalarda yapılması gerekenleri uygulamalı olarak gösteren ve eğlendirerek eğitmeyi hedefleyen filmler yayınlanmıştır.
Kampanyada üç temel esas vurgulanmıştır:
a)      Toplumun ilk yardım uygulamaları konusunda eğitilmesi
b)      B) Derhal ambulans çağrılması
c)      Yapılması gereken girişimlerin doğru biçimde ve zamanında yapılması.
Kampanyada takip edilen adımlardan bazıları şunlardır:
-          Basın toplantısı yapılmıştır.
-          4 – 10 Aralık tarihleri İlk Yardım Haftası olarak kutlanmıştır.
-          İlk Yardım Gönüllüsü olmak isteyenler için telefon hatları açılmış ve internet sayfaları kullanıma sunulmuştur.
-          İlk Yardım Künyesi konusu gündeme getirilmiştir. Sağlık görevlileri tarafından acil durumlarda bilinmesi gereken kan grubu, alerjiler, yakınların telefon numaraları gibi bilgiler içeren bu künyelerin 14 Şubat Sevgililer Günü’nde dağıtımı sağlanmıştır.

Aygaz Ev Kazalarına Karşı Uyarıyor Kampanyası[2]

“Aygaz Ev Kazalarına Karşı Uyarıyor” kampanyası, İstanbul Tıp Fakültesi İlk ve Acil Yardım Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömer Türel’ in danışmanlığında gerçekleştirilmiştir.
Ev kazaları günümüzde trafik kazalarından daha fazla zarar vermektedir. Bu nedenle  en sık karşılaşılan 4 konu belirlenmiştir.
-          Yanmalar ve haşlanmalar
-          Şofben kazaları
-          Düşmeler ve kırılmalar
-          Kesikler ve yaralanmalar
Kampanyanın amacı; kamuoyunun ev kazaları konusunda en sık yaptığı yanlışlar, nelerin yapılması gerektiği ve  bu kazaların  meydana gelmemesi için ne gibi önlemler alınması gerektiğini anlatmaktadır. Kampanyada takip edilen bazı adımlar şunlardır;
-          1300’ e yakın Aygaz Bayisi kampanya konusunda bilgilendirilmiştir. Broşürler dağıtılmıştır.
-          Sağlık Bakanlığı ve çeşitli kamuoyu oluşturuculara kampanyanın açıklayıcı dosyaları gönderilmiştir.
-          Genel Sanat Yönetmenliğini Haldun Dormen2 in yaptığı TV filmleri 5 ulusal kanalda ve her film 50’ şer defa  yayınlanmıştır.
-          Filmlerin mesajlarını taşıyan beş ayrı spot, ulusal radyo kanallarında yayımlanmıştır.


[1] SEZER, Erciyes Üniversitesi İ.İ.B.F. Dergisi, s.60
[2] SEZER, Erciyes Üniversitesi İ.İ.B.F. Dergisi, s. 62

5 Nisan 2011 Salı

VI. TOPLAM KALİTE VE SOSYAL PAZARLAMA İLİŞKİSİ

6.1. Toplam Kalite Yönetiminin Tanımı

Toplam kalite yönetimi, sürekli gelişim ile müşteri mutluluğu ve tatminini temel alan bir yaşam tarzıdır. Mükemmelliğe yapılan bir yolculuktur. Toplam kalite yönetiminin temel amaçları sürekli öğrenme ortamı sağlayarak, müşteri tatmini, kalite ve müşteri odaklı olmaktır. İyi eğitimli, motivasyonu yüksek çalışanların müşteriye mükemmel hizmet peşinde olmalarının getireceği üstünlük ise toplam kalite yönetiminin hedefidir. Bu amaç ve hedeflerden yararlanılarak geniş bir tanım yapılmak istenirse; Toplam kalite yönetimi, tüm çalışmaların yaşamını ve zamanını             ayırdığı işlere kendisini adayan, yaşamının merkezine evrensel ilişkileri yerleştiren ve buna bağlı değerlere sahip olduğunu davranışlarında gösteren “kazan kazandır” yaklaşımını esas alıp uzun vadeli ilişkileri ve iç ve dış müşteri tatminini hedefleyen, iş tanımını aşan bir sorumluluğa sahip olan, işini yaparken beyninde planlayan, amaçlayan ve standartlar geliştiren, tüm çalışanların katılımına dayanan sistem ve standartlar bütününü kapsayan bir yönetim modelidir.[1]

6.2. Toplam Kalite Yönetimi ve Sosyal Pazarlama İlişkisi

Toplam kalite yönetimi, yıllarca yönetim bilimci ve mühendisler tarafından ele alınmakla birlikte, sosyal pazarlama – toplam kalite yönetimi ilişkisi üzerinde etraflıca durulduğunu söylemek mümkün olmamaktadır. Pazarlama yazarlarınca da ihmal edilen bu ilişkinin, işletmelerin faaliyetleri ve dolayısıyla başarıları üzerinde etkisi olabilmektedir. Pazarlama, bir işletmenin toplam kaliteye yönelik amaçlarına ulaşmasında önemli fırsatlara ve görevlere sahiptir. Şöyle ki; pazarlama, toplam kalite yönetiminin birincil amacı olan toplam müşteri tatminini maksimum düzeyde tutmaya ilişkin önemli bir araç konumundadır. Sosyal pazarlama anlayışının işletmelere sağlamış olduğu Pazar ve müşteri yönelimi düşünme tarzı ve bu bağlamda, yöneticilere sunmuş olduğu pazarlama araçları, müşteri tatminini gerçekleştirmede son derece önemlidir. İşletmeler, müşterilerin ihtiyaç ve isteklerine cevap verebilecek ürün ve hizmet üretebilmek için pazarı yakından takip edebilmeli, geri bildirim sistemi ile de işletme içerisindeki bütün süreçlere bu amaç doğrultusunda harekete geçirebilmelidir. Gerçekte de, sosyal pazarlama anlayışının gereği olan bütünleşik ya da entegre pazarlama faaliyetleri, işletmenin değişik bölümleri arasındaki uyumu ve bunun gereğini ifade etmektedir. Denilebilir ki; pazarlama, aslında toplam kalite yönetiminin başarısı için ön  koşul niteliğindedir.[2]
Kalite ürün ve hizmet bağımlılığı ve artan Pazar payı anlamına geleceğinden , işletmenin karlılığı da olumlu olarak etkilenecektir. Kısa dönemde, ilk ya da ilave yatırım maliyetlerinden dolayı karlılık düşmesine karşın, orta ve uzun dönemde karlılık olumlu olarak etkilenecektir. yani sosyal pazarlama işletme içerisinde herkesin sorumluluğu haline gelmiştir. İşletmede çalışan herkes, kendini müşterinin yerine koyabilmeli ve onun gibi düşünüp, hareket edebilmelidir. Ancak bu şekilde, müşterilerin memnun kalması sağlanabilecektir.

6.3. Toplam Kalite Yönetiminde Karar Verme Ve Problem Çözme

Toplam kalite yönteminde karar verme ve problem çözme birbiriyle yakından ilişki önemli kavramlardır. Çünkü zamanında ve doğru verilmiş, objektif bir karar problemin krize dönüşmeden çözülmesi için atılan değerli bir adımdır. Bugün yaşadığımız sorunların geçmişin çözümlerinden kaynaklandığını düşündüğümüzde, sorunları çözmek için bugün verdiğimiz kararların ilerinde başka sorunların nedenleri arasında yer alması oldukça doğaldır.

6.3.1. Karar Vermek:

Karar verme; iki ya da daha çok seçenek arasından bir tanesini seçme sürecidir. Bir örgütün hareketi ve hızı karar vermeye bağlıdır. Karar vermenin en zor yanı doğru karar verdiğimizden emin olmaktır. Çoğu zaman birbirinden farklı olmayan bir çok karardan birini almak zorunda kalıyoruz. Verdiğimiz kararın sonuçlarını olumlu ve başarılı gördüğümüzde kararımızın doğru olduğunu varsayıyoruz. Fakat her zaman sonuçlara bakarak kararımızın doğru olduğunu düşünemeyiz. Çünkü vazgeçtiğimiz seçeneklerin de sonuçları incelemeyi göz önünde bulundurmalıyız. Örneğin, bir işletmenin piyasaya sunacağı suları en az maliyetle olsun diye pet şişelere doldurulması başlangıçta doğru bir karar olarak görülmektedir. Fakat işletmenin ikincil seçenek olarak pet şişenin  insan sağlığına ve doğaya verebileceği zarar göz önünde tutularak karar vermesi gerekir.

6.3.2. Problem Çözme ve Problemin Oluşmasını Engelleme:

Toplam kalite yönetiminde problem çözmek yangın çıktıktan sonra su dökerek onu söndürmek değildir. Sürekli gelişimin bir parçasıdır. Problemi “arzu edilene uymayan durum ya da sonuçtur” şeklinde tanımlarsak, toplum kalite yönetiminde problem çözme yöntemlerini Deming Döngüsü ve Perry Johnson Yöntemi olarak iki şekilde açıklayabiliriz.

6.3.2.1. Deming Döngüsü;

Deming Döngüsü Japonlar tarafından sürekli gelişmeye verilen isimdir. Bu döngü planlama, uygulama, kontrol etme ve önlem almayı sürekli bir devinim olarak kabul eder.

6.3.2.1.1. Planla;

Sorumluluk alanınızda bir iyileştirme  yapmak üzere bir plan yapın. Bu planı oluştururken bir gelişim fırsatı yakalamış olmanız gerekir. Öncelikle mevcut uygulamayı dökümante etmeniz gerekir. Sonra olmasını arzu ettiğiniz süreci düşünün ve iyileştirme için yapılması gerekenleri planlayın.

6.3.2.1.2.Uygula;

Gelişimi gerçekleştirmek için planı uygulayın.

6.3.2.1.3. Kontrol Et;

Ulaşılan sonuçları kaydederek inceleyin, Ulaştığınız sonuçlar ile planladığınız arasındaki farkları tespit edin.

6.3.2.1.4. Önlem Al;

Planladığınız ile elde ettiğiniz sonuç arasındaki farkı gidermek için gereken düzenlemeyi yapın.

6.3.2.2. Perry Jhonson Yöntemi;

Perry Jhonson yöntemi ile sorunları çözmek için aşağıdaki aşamaları izlemeniz gerekmektedir;
a) Bir problem çözme takımını kurun,
b) Beyin fırtınası ile problem listesini oluşturun,
c) Problemleri tanımlayın,
d) Problemler hakkında bilgi edinin,
e) Problemi açıklayın,
f) Nedenleri bulun,
g) En olası nedeni ayırt edin,
h) Optimum çözümü bulun,
ı) En uygun çözümü uygulayın.
Perry Jhonson’ a göre çözüm bulmak harika fakat; gelişi güzel uygularsak öncekinden daha büyük problemlerle karşılaşırız. Çözüm, problemi kısmen çözüyorsa daha da kötü. Eğer bir de zayıf uygulanırsa çok sayıda yeni problemi tetikleyebilir.


[1] Prof. Dr. Canan Çetin, Toplam Kalite Yönetimi ve Kalite Güvence Sistemi, Beta Yn., İstanbul, 2001, s.4
[2] Yrd. Doç. Dr. Özcan KILIÇ, Pazarlama ve Toplam Kalite Yönetimi İlişkisi, İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi Araştırmaları

3 Nisan 2011 Pazar

V. SOSYAL PAZARLAMADA KARŞILAŞILAN PROBLEMLER

5.1. Ticari İşletmeler Açısından

·         Pazarlama programları hedef pazarın istek, ihtiyaç, algı, davranış, alışkanlık ve tatmin seviyeleri ölçülerek kurulur. Sosyal pazarlamada Pazar analizi yapmak bir problemdir. Hedef gruplar hakkında ikincil veriler mevcuttur. Maliyetlerin yükselmemesi için özel araştırma yapılmaz. Daha önce çeşitli nedenlerle yapılmış çalışmalar baz olarak alınır. Özel bir araştırma yapılmak istense bile bu insanların derin korkularına, değerlerine, kaygılarına dokunmak olur ki bu nedenle programın başarısı tehlikeye girebilir. Sosyal davranış bozukluklarının kaynağına inmek başka psikolojik ve sosyolojik sorunların kapılarını açar. Ayrıca hedef gruplar belirli bir davranış kalıbı göstermezler. Bu nedenle hedef grubu tam olarak analiz etmek zordur.
·         Pazarı bölümlere ayırmak güçtür. Bu nedenle belirli bir bölüme hitap etmek yerine tüm topluma hitap edilir.
·         Sosyal pazarlamacılar bazen kendilerini kısıtlı bütçelerinden dolayı geliştirilemez ve değiştirilemez kalıplar içinde bulurlar. Sosyal mamulün konumlanması da zordur. Az ya da fazla bir konumlama hedef grubun dikkatini dağıtarak kampanya amacından uzaklaştırılabilir.
·         Sosyal pazarlamacılar, hedef grubun kampanyaya katılarak katlandıkları maliyet ölçmekte zorluk çekerler.
·         Dağıtım kanallarının kontrolü güçtür. Belirli bir miktar üzerinden profesyonellerin yardımının alınması denetim olanağı kazandırır.
·         Sınırlı bütçelerle, etkin reklam yatırımı zordur. Reklamın tekrara ihtiyacı vardır. Korkutucu mesajların yayımı hedef grubu daha da uzaklaştırabilir. Sosyal pazarlamacılar genellikle maliyetler nedeniyle mesajlarında birden fazla bilgi vermek zorunda kalırlar. Bu hedef kitlenin ilgisini dağıtır. Ayrıca mesajların bir ön teste tabi tutularak gelebilecek tehlikelerin önceden saptanması konusunda zorluklar yaşarlar.

5.2. Kar Amaçsız Kuruluşlar Olarak Yerel Yönetimlerin Problemleri

Yerel yönetimler, merkezi yönetimin yetersiz kalması sonucu ortaya çıkmış kar amaçsız kuruluşlardır. Amaçları topluma ve toplumun bütünüyle yararına olan hizmetleri sunmak olduğundan sosyal pazarlamayla doğrudan ilişkilidir.[1]
Şehir halkına sundukları mevzuat gereği ve onun dışındaki hizmetlerde yerel yönetimler, bir taraftan hizmetlerinde etkinliği arttırmak, bir taraftan bu hizmetleri asgari maliyetle sunmak ve siyasi yönlerinde partizanlıktan kaçınmak durumunda kalmaktadırlar. Bunları yerine getirirken karşılaştıkları en büyük sorun ise ahlaki problemlerden             oluşmaktadır. Çünkü olayın özünde, yöneten ve yönetilen olarak, insan ilişkileri bulunmaktadır. İnsanlar arası bu tür ilişkilerde de insanlık tarihi boyunca çatışma olmuştur. Yerel yönetimlerde ekonomik ahlakla ilgili problemlerin belli başlıları; rüşvet, ekonomik verimliliğe dikkat etmeme, piyasa düzenini koruyamama, çarşı denetimini sağlayamama ve haksız rekabeti önleyememe olarak sıralanabilir. ekonomik ahlakla ilgili problemlerden en belirgin olan rüşvetin yönetim açısından başlıca örnekleri olarak; türlü armağanlar, pahalı eğlenceler, kişisel, toplumsal ve ekonomik ilişkilerden doğan su istimaller ile mevcut bilgilerin eski veya yeni yönetimlere karşı nüfus ticareti yapmasını gösterebiliriz.
Yerel yönetimlerde siyasi ahlak problemleriyle de sıkça karşılaşılır, siyasi görüşleri yok saymak veya dikkate almamak temel bir sorundur. Oysa ki, toplumun geneline ait dini ve ahlaki değer yargıları çerçevesinde, bütün siyasi görüşleri dikkate almak ve saygı göstermek siyasi ahlak açısından asgari gerekliliktir.
Yerel yönetimlerin sosyal sorumluluklarının bir gereği olarak,insanlara sundukları hizmetlerin kalitesinin de arttırılmasını sağlamak durumundadırlar. Sosyal pazarlama çerçevesinde hizmetlerin istenilen kalitede, istenilen zamanda, gerekli yerde ve en uygun fiyatlarla sunulması yerel yönetimlerin sorumlulukları içerisinde yer alır.


[1] http/www.Yrd.Doç.Dr.ÖmerTORLAK.html